- genel
-
İKİNCİ HUTBEDE OKUNAN AYET’İN ESRARI
150,00₺Ömer bin Abdülaziz zamanından bugüne kadar, cum’a namazlarında hatîbin ikinci hutbenin sonunda okuduğu En-Nahl Sûresi’nin doksanıncı ayetini bu kadar akıcı, etkileyici ve feyzlerle donanmış bir berraklıkta hiç okumadınız.Ne diyor bu ayet? Ne bildiriyor? Bu ayet aslında Kur’ân-ı Hakîm’den parlayan, insanın beynini hayrete sevkeden ve birçok ibretler gösteren bir ayet…Beden kafesinin hapsinden kurtuluş ve aslî vatan güzel yaylaya ulaşmak isteyen keklik yahud hürriyetine kavuşmuş esir misali bir ferahlık yaşamak isteyenler, bu eserin idrâkinde, son hutbede okunan ayetin esrarını çözmeye ğayret etmelidirler.Eser insana hakîkatini bildirir; aklına yöneltilen emrleri ve nefsine yasaklanan hususları aktarır. Kalb ve dimağdaki akılları irşad eder. Şuuru, adaleti, emr-i bilma’rûfu, nehy-i an-il-münkeri, kulun Allah Teâlâ’ya, kendi nefsine ve salihlere karşı ihsanını beyan eder. Muhasebenin keyfiyetini ve burhânı vuzuha kavuşturur.Eser, tılsımları çözen, hakîkatleri açığa çıkaran, kulu esaretin pençesinden kurtaran reçeteleri haizdir.Bu eser, canlıların tüm bedenini çalıştıran ve korkunç hükümlerini icra eden asabî damarların hislerini yakan bir yıldırım gibi, aklı nurlandıracak ve akla rehberlik yapacak İlâhî bir nûrun ifade bulmuş lisanıdır.Eser gözden geçirilerek yeniden basılmış ve ismi “İkinci Hutbenin Sonunda Okunan Ayetin Esrarı” olarak değiştirilmiştir.
ISBN : 978-605-5434-08-5 Ebat: 12×19 Kağıt Cinsi: ŞamuaAğırlık: 216 gr Sayfa Sayısı: 232 -
İNANÇLI GENÇLİK ŞUURU
50,00₺Bugün yeryüzünde huzur ve adaletin olmamasının tek sebebi, insanın kendisine yöneltilen âlî İslam Dîni’nin hayat nizamından, cehalet ve inadı yüzünden ğâfil kalmasıdır. […]
-
İNSAN VE VAZİFESİ
400,00₺İnsan… Yaratılanlar içinde en şerefli ve en süflî olmaya kabiliyetli tek varlık… İslam ise insan için balığın suya muhtaclığı kadar gerekli bir varoluş gerçeği… Her şeyden önce insanın insan olması gerekir. İnsanın insan olması için de “İslam” olması gerekir.Ruh ve bedenden oluşan insanı, oluş ğayesini, bu ğayeye ulaşmasındaki engelleri izah eden eser, maksada ulaşmanın usullerini, başarılı olabilmenin yollarını bidâyetten nihayete kadar tafsilâtıyla aktarır.İdrâki İslamla tanıştıran, okurunu tılsımlı bir güven hissiyle donatan eser, hidayet ve olgunluk için büyük bir vesiledir. İnsana yaratılışının sırlarını açan bu eserde, ona hayatı boyunca gerekli bütün maddî ve manevî levâzımlar da usûlüyle bildirilmiş olup, istifade ve istifâze ise ancak samimiyet ve teslimiyet mikdarıncadır.Eser, aslından uzaklaşan insanın tekrar aslî hüviyet ve vatanına nasıl kavuşacağını, mukaddime, iki hicab, üç temhid ve on dört merhalede, ufuk ilim, geniş görüş, ferâset ve aydınlık bir kalb ile izah eder.İnsanın şahsiyet serüveni Hazreti Adem aleyhisselam’dan bu yana devam etmiştir. İnsan tâbi’ tutulduğu bir ömürlük imtihanlar neticesinde elde ettiği birikimleri, sonraki nesillere miras bırakarak, yılmayan düşmanına karşı, peygamberlerin öncülüğünde, savunma ve dayanma mekanizmaları geliştirmiştir. Bu hususta en kâmil olanlar, en büyük saldırılara muhatab olmuşlar ve iyilikle mukâbele ederek saldırıları bertaraf etmekte usulleri, şaşmaz ölçülerle beyan etmişlerdir.İşte eser, bu faideleri tafsilâtıyla ifade eder, bilgide cimrilik etmez, irfan denizinden kana kana içmemize izin verir. Ferde Allah Teâlâ’nın rızasına ermenin ve İblisle mücadele etmenin metotlarından haber verir ve bu savaşta ğalibiyet için gerekli donanımların temini için adresler gösterir. Samimiyet ve teslimiyet ile okuyanına, okuduğunu uygulaması şartıyla muhkem bir sur olur.
ISBN : 978-605-5434-05-2 Ebat : 16×24 Kağıt Cinsi : Şamua Ağırlık : 660 gr Sayfa Sayısı : 349 -
İTTİBÂ’ EHLİ SÜNNETE’DİR
600,00₺Eser, Ehli Sünnet velCemaat itikadını tafsilâtıyla izah ile, bu ümmetten Fırka-i Naciye haricinde kalan yetmiş küsur sapık fırkanın bazı imamlarını, yollarını, çıkış noktalarını, görüşlerini […]
-
KALBİN DİRİLTİLİŞİ
50,00₺Her bir insanda, iç ve dışa bakan, sol memenin iki parmak aşağısında kozalağı şeklinde bir kalb vardır. Ebedî saadete kavuşmak için “DİRİLMESİ” şart olan kalb, bu maddî kalbe bağlı ve insanın hakîkatine nisbet edilen “latîfe”dir. Bu latîfe, İlâhî nurların akislenmesine, kabullenilmesine elverişlidir. Ve bu latîfeyle insan saîd veya şakî, Mü’min veyahud kafir olur. İnsan ruhuna nazaran bu latîfe, bir babanın öz oğlu gibidir. İnanması yani İslam Dîni’ni kabullenmesiyle insan Mü’min, reddetmesiyle kafir, tereddüd etmek halinde ise münafık olur.Bütün belalar, manevî ölüm yahud hayat = diriliş, doğrusu hakîkî hayat, en önce kalbde meydana gelir. Dünya hayatına göre maddî kalbin ölmesiyle bedenin sair azaları öldüğü gibi, manevî hayata göre de kalb latîfesinin ölümüyle ruh, ebedî esarette kalır ve اَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا ادْخُلُوا فِى السِّلْمِ كَافَّةً “Ey iman edenler, bütünleşmiş olduğunuz halde islama girin.” emrine uyarak dînin davetçisine icâbet etmediğinden dolayı da türlü ebedî azaba dûçar olur.“Kalbin Diriltilişi” adlı bu eserde, kalbî hayat açıklanmakta ve ancak diriltilmiş kalb sahiblerinin gerçek âlim olabileceği izah edilmektedir.Güzel işlerin başlama noktasının kalb olduğu, bu itibarla niyetin önemi ve hicretin kalbden başladığı açıklanmaktadır.Avama nisbetle tevbe, havassa nisbetle inâbe ve evbe’nin beyanından sonra mürid ve talebenin mürebbîsine karşı görev ve sorumlulukları, mürebbînin vazifeleri sıralanmakta,Kalbin Diriltilişi’ni gerçekleştirmek için gerekli olan bey’at ve intisab, bey’atin akabinde yerine getirilecek âdablar anlatılmakta ve diriltilişin usullerini tatbik demek olan tarîkat ve tasavvufun tarifi, faidesi, konusu, ğayesi, şartları, rükünleri izah edilmektedir.Tarîkatin âdablarının ardından müşteşriklerin ve felsefecilerin tasavvuf hakkındaki yorumlarının isabetsizliği konu edilmektedir.Tasavvufun İslam dînine eklenti olmadığı, bilakis Allah Teâlânın, Rasûlü Muhammed sallallâhu Teâlâ aleyhi ve sellem’le bize ulaştırdıklarını anlamaya kalbin elverişli hale getirilmesi ve böylece Allah Teâlâ’nın emr ve yasaklarına içtenlikle şiddetli arzuyla riâyet edilmesi demek olduğu bu eserin öz mesajı olsa gerektir.Din, Cibril vasıtasıyla Efendimiz Muhammed sallallâhu Teâlâ aleyhi ve sellem’e gönderilen, insanın bütün hayatını kuşatan bir nizamdır. Bu nizamın ismi, kalbin kabullenmesine, doğruluğuna hüküm etmesine nazaran iman, bilfiil yaşanmasına nazaran İslam, güzel ahlaka bürünülmesine, murâkabe, muhasebe ve ihlasa nazaran da ihsandır. Diğer ifadeyle tarîkat, şeriat ve hakîkattir. Diğer ifadeyle abdiyet, ubûdiyet ve ubûdedir.Her Müslüman her türlü nifak, ma’siyet ve fısktan kalbini arındırıp taat, ibadet, zikir gibi sebeb ve illetlerin tahsiliyle kalbini diriltmeye mecbur ve memurdur. Böylece İlâhî tecellîlere açılan kalb diri, ondan mahrum kalb de ölüdür.
ISBN : 978-605-61367-4-0 Ebat: 10×16 Kağıt Cinsi: ŞamuaAğırlık: 114 gr Sayfa Sayısı: 174 -
KASİDETU’L-MUDARİYYE, KASİDE-İ BÜRDE VE MANZUMEN TERCÜMESİ
0,00₺Müellifinin her mü’mine vakfettiği bu eser, İmam Bûsiri rahmetullahi aleyh’in birçok havasları ve esrarı olan Kaside-i Mudariye ve Kaside-i Bürde’sini Türkçe nazım ile tercüme ettiği edebi bir eserdir.
-
KELER
50,00₺SAKINDIRMA
Hadis-i şerifte: “Andolsun hakîkaten siz kendinizden öncekilerin yollarına uyacaksınız.” buyrulmaktadır.
Yani: “Doğruluğuna hüküm ederek yollarını yol edinirsiniz. Hoşgörü bahanesiyle muvafakat gösterirsiniz. Evet, öyle muvafakat gösterirsiniz ve yaptıklarını da irtikab edersiniz ki, tıbkı karış karış, dirsek dirsek örf ve âdetlerini kendinize libas edinirsiniz.” demekle sadece bu bid’atin olacağından haber vermeyi değil, bilakis hasret ve üzüntülerini belirterek tavsiye ve sakındırmayı belirtti; yollarına uymak sebebiyle tehlikeye girmeyin, demek istedi. -
Kısa Sureler ve Faziletleri
100,00₺ -
KUDSÎ DUALAR
350,00₺Bu eser, 2008 yılında müellif tarafından yeniden düzenlenerek basılmıştır.
Ashabın büyükleri, tâbiîn ve tebe’-i tâbiîn, zikir, tesbih ve dualara büyük önem vermişlerdir. Son zamanlarda bu vazife terk edilmektedir yahud da unutulmaktadır. Mesela ayet ve hadiste varîd olan, özellikle ashâb-ı kirâm tarafından ehemmiyetle zabtedilip bildirilen dualar terk edilmekte, ha bire karınca duası, kadah duası, elli ikinci gece duası, bilmem ne duası… ne duası…. diye bid’at olarak vasiyetnâme gibi esassız, semeresiz, sun’î dualarla meşğul olunmaktadır. Bu ise vakti boşa harcamaktan başka hiçbir şey değildir.
Delâil-ul-Hayrât, Delâil-un-Nûr’da yer alan bazı salavatlar müstesna olmak üzere, bu nadide eserde Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem tarafından yahud ashab veyahud tâbiîn tarafından sahîh yahud hasen hadîs-i şerîflerle tesbit edilmeyen dua ve salavatlar yazılmamıştır.
Eserde vakitlere, olaylara tâbi’ olan olmayan dualar veciz bir dille tercüme edilmiş; Rasûl-u Muhterem sallallâhu aleyhi ve sellem’in Allah Teâlâ’ya hangi duygularla ve nasıl cümlelerle yakardığının anlaşılması için tercümelerde a’zamî titizlik gösterilmiştir.
Eserde namazın içinde, haricinde okunacak dualara da yer verilmiştir.
Eserin ikinci basımında, duaların Latince yazımı çıkarılmıştır.
Yine önceki basımdan farklı olarak, kitabın hacminin küçültülmesi ve bazı daha faideli duaların eklenmesi için her günde okunacak istiâze, hasbele, tesbîhler ve sûrelerin, ayetlerin müstakil olarak yazılması tercih edilmiştir.
Eserin başında “dua” hakkında geniş bilgiler içeren takrîben on yeni başlık yazılmış; diğer kısımlarında da başlık ilaveleri, değişiklikleri ve birleştirmeler yapılmış; ayrıca gizli ve cehrî tarîkatlere göre virdin keyfiyetinden bahseden iki başlık, Kutb-ur-Rabbânî Şeyh Abdulkâdir Geylânî kuddise sirruhu’nun ve Şeyh Yusuf Nebehânî kuddise sirruhu’nun “Esmâu-l-Hüsna’yla Allah’a Tevessül” manzumeleri çıkartılmıştır.
Eserde Müslümanın hayatı boyunca karşılaşacağı her darlığa aid çıkış yollarının, kuvvetli sığınak dualarının, tecrübe edilmiş sahih nakillerle aktarıldığını görecek ve eserde yazılmış olan duaları okurken, dualarınıza müellifi hürmet ve muhabbet ve rahmetle ortak edeceksiniz.
ISBN : Ebat: 14×20 Kağıt Cinsi: ŞamuaAğırlık: 528 gr Sayfa Sayısı: 498 -
MESÂF-UL-ULEMÂ’İ-L-ETKİYÂ’….
400,00₺مَصَافُ الْعُلَمَاءِ اْلاَتْقِيَاءِ اْلاَحْبَارِ اْلاَخْيَارِفى التَّوْحِيدِ وَالتَّوَكُّلِ وَالتَّوَسُّلِ بِاْلاَنْبِيَاءِ وَاْلاَوْلِيَاءِ اْلاَبْرَارِMESÂF-UL-ULEMÂ’İ-L-ETKİYÂ’….Müellifin Arabca olarak yazdığı bu eser, “Mukaddime, Tevhîd, Tevekkül ve Tevessül” olmak üzere dört bölümden oluşmaktadır. Eserin mukaddimesinde, Müellif’e sorulan sorulara ve karşılaştığı vâkıalara yer verilmektedir.Tevessül hakkında Müellif’e doğrudan yöneltilen sorulara, daha önemlisi anlayışı kısır olan ehli inadın tevessülün şirk olduğu iddialarına cevab olmak üzere telif edilen bu eserde, üç yüz kırk üç kaynak esere müracaatla ayet ve hadislerin ışığı altında ilimde büyük payeye sahib imam ve âlimlerin görüşleri delil getirilerek, Arab dilinin inceliklerinden istifadeyle Ehli Sünnet velCemaatin tevessüle bakışı izah edilmiştir.Tevhîdin manası, Tevhîdin delillerinin sekiz kısım olması, İmâm-ı Ğazâlî’nin tevekkül hakkındaki görüşleri, Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem’e vefatından sonra ta’zîmin vacib oluşu ve tevekkül hakkındaki diğer görüşler,Ardından tevessülün zarûrîliği, Tevhîd ve tevekkül dairesinde tevessül, salih amellerle tevessül, Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem’in vefatından sonra zâtıyla veyahud kabr-i şerîfiyle tevessül, tevessülle ilgili hadislerin açıklaması ve tevessülle ilgili sahabe radıyallâhu Teâlâ anhum ve onlardan sonra gelen büyük meşâyıh rahimehumullâhu Teâlâ’nın kıssaları,Ayrıca Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem’in kabr-i şerîfini ziyaret etme hakkında rivayet edilen hadislerin mevdû’ olduğu iddiasına cevab ve diğer tevessül meseleleri eserde işlenen konulardan bir kısmıdır.Eserde meseleler “Ebrar” denilen ulemânın süzgecinden geçirilip de izah edildiği için Müellif, مِصْفَاة = “misfât = süzgeç” diye başlıklar altında birçok meseleleri izah etmiştir.Eserin Arabcaya vâkıf olan kimseler tarafından ön yargıdan uzak bir şekilde okunup incelenmesiyle Ehli sünnet velCemaat itikadına dayalı olarak tevessül konusundaki büyük bir boşluğu doldurduğu görülecektir.Nasıl birarada yaşayan toplum ferdlerinin dünya hayatının nizamını temin etmeleri, yer yüzünün nimetlerinden a’zamî istifade etmeleri, birbirlerini tanımalarına, sevmelerine, koruma ve kollamalarına, nimetten yoksun olanlarla nimet sahibleri arasında sevgi, şefkat, saygı alâkasının kuvvetine bağlı ise, öylece dînin nimetlerinden istifade etmek, manevî hayatın mükemmelleşmesi, Allah Teâlâ’ya vuslat yoluna giriş ve yükseliş de, Müslümanların birbirlerini tanımalarına, sevmelerine, Allah Teâlâ’ya yakınlık kazananlarla bu yolda avam konumunda olanların aralarındaki sevgi, şefkat saygı alâkasının kuvvetine bağlıdır. Ve sûfîlere göre tevessül işte budur.Malumdur ki sadece ve sadece Allah Teâlâ’nın ikramıyla gerçekleşen dünya hayatımızın refahı için, ömrümüz boyunca defalarca takdire hiçbir tesiri olmayan kulların çeşit çeşit yardım ve aracılıklarını taleb ve kabul edip bunu Allah Teâlâ’ya şirk koşmak olarak nitelemezken, ebedî hayatın saadetini kazanmakta bu yardımlaşmayı ve naz ehlinin aracılığına müracaatı inkar etmek, apaçık bir anlayış körlüğüdür.Eser, akl-ı selîm için zarûreti ve meşrû’luğu bu kadar bâriz olan tevessül konusunun, Tevhid ve tevekkül anlayışıyla oluşturduğu bütünlük ve kemâliyeti mükemmel bir biçimde işlemektedir
ISBN : 978-605-61367-5-7 Ebat : 16×24 Kağıt Cinsi : Şamua Ağırlık : 682gr Sayfa Sayısı : 512 -
MİLLİYETÇİLİK ŞUURUMUZ
50,00₺Eser, “millet”, “ümmet” ve “milliyetçilik” kavramlarını, ferd ve cemiyet hayatındaki boyutlarını da ihmal etmeksizin, din noktasında ileri bir görüş açısıyla izah eder, muallakta hiçbir meseleyi bırakmaz.Özellikle zamanımızda milliyetçilik mefhumuna yüklenen mana, aslından son derece uzak ve gerçeği yansıtmayan kof ve kupkuru bir iddiadan ibarettir.Gençlerimiz, cedleri tarafından bu hususlarda yazılan Arabî ve Osmanlıca kitabları okumadıkları için, deccalin vazifesini gören müsteşriklerin ve insafsız Avrupalıların kitablarından ilham alarak kendi varlıklarını görmekten aciz kalmaktadırlar.Eser, “millet”, “ümmet” ve “milliyetçilik” kelimelerinin ıstılâhî ve şer’î manasını ele alarak, müsbet ve menfî milliyetçilik meselelerini vurgular ve İslam milliyetçiliğini, hakîkî manasına uygun bir şekilde izah eder.Bu konularda kafası karışmış, gönlü bulanmış her okuyucusunu, idrakince tatmin edecek eser, saf ilmin, sahih fikirle arkadaşlığına canlı bir misaldir.
ISBN : 978-605-5434-07-6 Ebat: 10×16 Kağıt Cinsi: ŞamuaAğırlık: 106 gr Sayfa Sayısı: 159 -
MÜ’MİNİN İSTİKÂMETİ VELÎNİN KERÂMETİDİR
350,00₺Bu eserin yazılmasındaki ğaye, mücerred ilimsiz amel yahud amelsiz ilim sebebiyle ehliyetsiz tasavvuf müddeîlerinin tuzaklarından okuyucusunu haberdar etmek ve kurtuluş yollarını göstermektir.Bu eser gençleri, dînî vazifelerini göstermeden onları şahsî intikam ve davalarına heba edenlerin veya tarîkatlerde şeyhlik iddiasında bulunanların taassublarının tuzaklarından, tasavvufun hakîkatine, ehemmiyetine, kurtarıcılığına inanmayan, mücerred felsefî fikirlere kapılan, ibadet etmekten âciz, haramlardan sakınmayan, nefs ve hevasına uyan kimselerin kelepçelerinden, zararlı akımlardan kurtarır.Ve ayrıca İlâhî huzura kavuşturmak ğayesiyle yazılan bu eserde, istikamet için Ehli Sünnet velCemaat itikadını kurtuluş kanadı edinen Müslümanlara bir kuvvet ve yükseliş bulacaksınız.Ehli Sünnet itikadı ve dört mezheb imamının ictihadını hayat rehberi edinen herkes, Huzurullah’a engel olacak bütün fikir cereyanlarından, evham, hayal ve şübhelerden arınacaktır.Eser Ehli sünnet velCemaat İtikadı büyüklerinden ve Fatih Sultan Muhammed’in ilim hocalarından, ilk İstanbul kadısı Hızır Bey Çelebi’nin Kasîde-i Nûniye isimli itikad manzumesini ve kemâlat mevzularını hâiz, kapsamlı, derin görüşlü bir eserdir.Bir iki küçük fikir kırıntısı ile bütün dünya meselelerini çözdüğünü zanneden aklına mağlubların dehşet verici zararlarından korunmak isteyenlere ve ilmi âlimlerden öğrenmeyi taleb edenlere ısrarla tavsiye edilecek bir eserdir. Ne güzeldir bilmeyenin bilgiyi bilenden taleb etmesi!..Eser temel olarak beş bölümden oluşmaktadır:Hakâik-i enbiyânın yolu üzere birinci bölümde, itikaddan sonra ihlas ve istikamet,İkinci bölümde sıdk, yani enbiyânın davetine sâdık kalmak, sevilmeleri,Üçüncü bölümde teslim, yani enbiyânın davetine yahud davetini bildiren vârislerine teslim,Hakâik-i enbiyânın yolu üzere dördüncü bölümde, Tevhîdin gerektirdiği vazifeler ve kerâmetler izah edilmiştir.Hakâik-i enbiyânın ve hakâik-i evliyânın yolunu tarif eden beşinci bölümde ise, Kutb-us-sâlîkin ve Ğavs-ul-Vâsîlîn Abdulğafûr el-Abbasî rahimehullâhu Teâlâ ve efada aleynâ birrehu’nun “Muhtasarun fî Ezkâr-it-Tarîkat-in-Nakşibendiyet-il-Müceddidiyye” risâlesinin tercüme ve şerhi yazılmaktadır.Eserde özellikle kabir azabını reddedenlere, keramet, tevessül ve şefaati inkâr edenlere, tahkikleri ile son derece doyurucu cevablar verilmiş; bu meseleler, ilmin muhteşem yüceliğinin kabiliyetli beyanında halledilmiştir.
ISBN : 978-605-61367-7-1 Ebat: 16×24 Kağıt Cinsi: ŞamuaAğırlık: 640 gr Sayfa Sayısı: 335