
İTTİBÂ’ EHLİ SÜNNETE’DİR
29 Eylül 2020
MİLLİYETÇİLİK ŞUURUMUZ
29 Eylül 2020KALBİN DİRİLTİLİŞİ
50,00₺
Her bir insanda, iç ve dışa bakan, sol memenin iki parmak aşağısında kozalağı şeklinde bir kalb vardır. Ebedî saadete kavuşmak için “DİRİLMESİ” şart olan kalb, bu maddî kalbe bağlı ve insanın hakîkatine nisbet edilen “latîfe”dir. Bu latîfe, İlâhî nurların akislenmesine, kabullenilmesine elverişlidir. Ve bu latîfeyle insan saîd veya şakî, Mü’min veyahud kafir olur. İnsan ruhuna nazaran bu latîfe, bir babanın öz oğlu gibidir. İnanması yani İslam Dîni’ni kabullenmesiyle insan Mü’min, reddetmesiyle kafir, tereddüd etmek halinde ise münafık olur.
Bütün belalar, manevî ölüm yahud hayat = diriliş, doğrusu hakîkî hayat, en önce kalbde meydana gelir. Dünya hayatına göre maddî kalbin ölmesiyle bedenin sair azaları öldüğü gibi, manevî hayata göre de kalb latîfesinin ölümüyle ruh, ebedî esarette kalır ve اَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا ادْخُلُوا فِى السِّلْمِ كَافَّةً “Ey iman edenler, bütünleşmiş olduğunuz halde islama girin.” emrine uyarak dînin davetçisine icâbet etmediğinden dolayı da türlü ebedî azaba dûçar olur.
“Kalbin Diriltilişi” adlı bu eserde, kalbî hayat açıklanmakta ve ancak diriltilmiş kalb sahiblerinin gerçek âlim olabileceği izah edilmektedir.
Güzel işlerin başlama noktasının kalb olduğu, bu itibarla niyetin önemi ve hicretin kalbden başladığı açıklanmaktadır.
Avama nisbetle tevbe, havassa nisbetle inâbe ve evbe’nin beyanından sonra mürid ve talebenin mürebbîsine karşı görev ve sorumlulukları, mürebbînin vazifeleri sıralanmakta,
Kalbin Diriltilişi’ni gerçekleştirmek için gerekli olan bey’at ve intisab, bey’atin akabinde yerine getirilecek âdablar anlatılmakta ve diriltilişin usullerini tatbik demek olan tarîkat ve tasavvufun tarifi, faidesi, konusu, ğayesi, şartları, rükünleri izah edilmektedir.
Tarîkatin âdablarının ardından müşteşriklerin ve felsefecilerin tasavvuf hakkındaki yorumlarının isabetsizliği konu edilmektedir.
Tasavvufun İslam dînine eklenti olmadığı, bilakis Allah Teâlânın, Rasûlü Muhammed sallallâhu Teâlâ aleyhi ve sellem’le bize ulaştırdıklarını anlamaya kalbin elverişli hale getirilmesi ve böylece Allah Teâlâ’nın emr ve yasaklarına içtenlikle şiddetli arzuyla riâyet edilmesi demek olduğu bu eserin öz mesajı olsa gerektir.
Din, Cibril vasıtasıyla Efendimiz Muhammed sallallâhu Teâlâ aleyhi ve sellem’e gönderilen, insanın bütün hayatını kuşatan bir nizamdır. Bu nizamın ismi, kalbin kabullenmesine, doğruluğuna hüküm etmesine nazaran iman, bilfiil yaşanmasına nazaran İslam, güzel ahlaka bürünülmesine, murâkabe, muhasebe ve ihlasa nazaran da ihsandır. Diğer ifadeyle tarîkat, şeriat ve hakîkattir. Diğer ifadeyle abdiyet, ubûdiyet ve ubûdedir.
Her Müslüman her türlü nifak, ma’siyet ve fısktan kalbini arındırıp taat, ibadet, zikir gibi sebeb ve illetlerin tahsiliyle kalbini diriltmeye mecbur ve memurdur. Böylece İlâhî tecellîlere açılan kalb diri, ondan mahrum kalb de ölüdür.
ISBN | : | 978-605-61367-4-0 |
Ebat
|
: | 10×16 |
Kağıt Cinsi
|
: |
Şamua
|
Ağırlık
|
: | 114 gr |
Sayfa Sayısı
|
: | 174 |
Kategoriler: Genel, Türkçe Eserler
Her bir insanda, iç ve dışa bakan, sol memenin iki parmak aşağısında kozalağı şeklinde bir kalb vardır. Ebedî saadete kavuşmak için “DİRİLMESİ” şart olan kalb, bu maddî kalbe bağlı ve insanın hakîkatine nisbet edilen “latîfe”dir. Bu latîfe, İlâhî nurların akislenmesine, kabullenilmesine elverişlidir. Ve bu latîfeyle insan saîd veya şakî, Mü’min veyahud kafir olur. İnsan ruhuna nazaran bu latîfe, bir babanın öz oğlu gibidir. İnanması yani İslam Dîni’ni kabullenmesiyle insan Mü’min, reddetmesiyle kafir, tereddüd etmek halinde ise münafık olur.
Bütün belalar, manevî ölüm yahud hayat = diriliş, doğrusu hakîkî hayat, en önce kalbde meydana gelir. Dünya hayatına göre maddî kalbin ölmesiyle bedenin sair azaları öldüğü gibi, manevî hayata göre de kalb latîfesinin ölümüyle ruh, ebedî esarette kalır ve اَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا ادْخُلُوا فِى السِّلْمِ كَافَّةً “Ey iman edenler, bütünleşmiş olduğunuz halde islama girin.” emrine uyarak dînin davetçisine icâbet etmediğinden dolayı da türlü ebedî azaba dûçar olur.
“Kalbin Diriltilişi” adlı bu eserde, kalbî hayat açıklanmakta ve ancak diriltilmiş kalb sahiblerinin gerçek âlim olabileceği izah edilmektedir.
Güzel işlerin başlama noktasının kalb olduğu, bu itibarla niyetin önemi ve hicretin kalbden başladığı açıklanmaktadır.
İlgili ürünler
-
İNSAN VE VAZİFESİ
400,00₺İnsan… Yaratılanlar içinde en şerefli ve en süflî olmaya kabiliyetli tek varlık… İslam ise insan için balığın suya muhtaclığı kadar gerekli bir varoluş gerçeği… Her şeyden önce insanın insan olması gerekir. İnsanın insan olması için de “İslam” olması gerekir.Ruh ve bedenden oluşan insanı, oluş ğayesini, bu ğayeye ulaşmasındaki engelleri izah eden eser, maksada ulaşmanın usullerini, başarılı olabilmenin yollarını bidâyetten nihayete kadar tafsilâtıyla aktarır.İdrâki İslamla tanıştıran, okurunu tılsımlı bir güven hissiyle donatan eser, hidayet ve olgunluk için büyük bir vesiledir. İnsana yaratılışının sırlarını açan bu eserde, ona hayatı boyunca gerekli bütün maddî ve manevî levâzımlar da usûlüyle bildirilmiş olup, istifade ve istifâze ise ancak samimiyet ve teslimiyet mikdarıncadır.Eser, aslından uzaklaşan insanın tekrar aslî hüviyet ve vatanına nasıl kavuşacağını, mukaddime, iki hicab, üç temhid ve on dört merhalede, ufuk ilim, geniş görüş, ferâset ve aydınlık bir kalb ile izah eder.İnsanın şahsiyet serüveni Hazreti Adem aleyhisselam’dan bu yana devam etmiştir. İnsan tâbi’ tutulduğu bir ömürlük imtihanlar neticesinde elde ettiği birikimleri, sonraki nesillere miras bırakarak, yılmayan düşmanına karşı, peygamberlerin öncülüğünde, savunma ve dayanma mekanizmaları geliştirmiştir. Bu hususta en kâmil olanlar, en büyük saldırılara muhatab olmuşlar ve iyilikle mukâbele ederek saldırıları bertaraf etmekte usulleri, şaşmaz ölçülerle beyan etmişlerdir.İşte eser, bu faideleri tafsilâtıyla ifade eder, bilgide cimrilik etmez, irfan denizinden kana kana içmemize izin verir. Ferde Allah Teâlâ’nın rızasına ermenin ve İblisle mücadele etmenin metotlarından haber verir ve bu savaşta ğalibiyet için gerekli donanımların temini için adresler gösterir. Samimiyet ve teslimiyet ile okuyanına, okuduğunu uygulaması şartıyla muhkem bir sur olur.
ISBN : 978-605-5434-05-2 Ebat : 16×24 Kağıt Cinsi : Şamua Ağırlık : 660 gr Sayfa Sayısı : 349 -
İKİNCİ HUTBEDE OKUNAN AYET’İN ESRARI
150,00₺Ömer bin Abdülaziz zamanından bugüne kadar, cum’a namazlarında hatîbin ikinci hutbenin sonunda okuduğu En-Nahl Sûresi’nin doksanıncı ayetini bu kadar akıcı, etkileyici ve feyzlerle donanmış bir berraklıkta hiç okumadınız.Ne diyor bu ayet? Ne bildiriyor? Bu ayet aslında Kur’ân-ı Hakîm’den parlayan, insanın beynini hayrete sevkeden ve birçok ibretler gösteren bir ayet…Beden kafesinin hapsinden kurtuluş ve aslî vatan güzel yaylaya ulaşmak isteyen keklik yahud hürriyetine kavuşmuş esir misali bir ferahlık yaşamak isteyenler, bu eserin idrâkinde, son hutbede okunan ayetin esrarını çözmeye ğayret etmelidirler.Eser insana hakîkatini bildirir; aklına yöneltilen emrleri ve nefsine yasaklanan hususları aktarır. Kalb ve dimağdaki akılları irşad eder. Şuuru, adaleti, emr-i bilma’rûfu, nehy-i an-il-münkeri, kulun Allah Teâlâ’ya, kendi nefsine ve salihlere karşı ihsanını beyan eder. Muhasebenin keyfiyetini ve burhânı vuzuha kavuşturur.Eser, tılsımları çözen, hakîkatleri açığa çıkaran, kulu esaretin pençesinden kurtaran reçeteleri haizdir.Bu eser, canlıların tüm bedenini çalıştıran ve korkunç hükümlerini icra eden asabî damarların hislerini yakan bir yıldırım gibi, aklı nurlandıracak ve akla rehberlik yapacak İlâhî bir nûrun ifade bulmuş lisanıdır.Eser gözden geçirilerek yeniden basılmış ve ismi “İkinci Hutbenin Sonunda Okunan Ayetin Esrarı” olarak değiştirilmiştir.
ISBN : 978-605-5434-08-5 Ebat: 12×19 Kağıt Cinsi: ŞamuaAğırlık: 216 gr Sayfa Sayısı: 232 -
İNANÇLI GENÇLİK ŞUURU
50,00₺Bugün yeryüzünde huzur ve adaletin olmamasının tek sebebi, insanın kendisine yöneltilen âlî İslam Dîni’nin hayat nizamından, cehalet ve inadı yüzünden ğâfil kalmasıdır. […]