MESÂF-UL-ULEMÂ’İ-L-ETKİYÂ’….
400,00₺
مَصَافُ الْعُلَمَاءِ اْلاَتْقِيَاءِ اْلاَحْبَارِ اْلاَخْيَارِفى التَّوْحِيدِ وَالتَّوَكُّلِ وَالتَّوَسُّلِ بِاْلاَنْبِيَاءِ وَاْلاَوْلِيَاءِ اْلاَبْرَارِ
MESÂF-UL-ULEMÂ’İ-L-ETKİYÂ’….
Müellifin Arabca olarak yazdığı bu eser, “Mukaddime, Tevhîd, Tevekkül ve Tevessül” olmak üzere dört bölümden oluşmaktadır. Eserin mukaddimesinde, Müellif’e sorulan sorulara ve karşılaştığı vâkıalara yer verilmektedir.
Tevessül hakkında Müellif’e doğrudan yöneltilen sorulara, daha önemlisi anlayışı kısır olan ehli inadın tevessülün şirk olduğu iddialarına cevab olmak üzere telif edilen bu eserde, üç yüz kırk üç kaynak esere müracaatla ayet ve hadislerin ışığı altında ilimde büyük payeye sahib imam ve âlimlerin görüşleri delil getirilerek, Arab dilinin inceliklerinden istifadeyle Ehli Sünnet velCemaatin tevessüle bakışı izah edilmiştir.
Tevhîdin manası, Tevhîdin delillerinin sekiz kısım olması, İmâm-ı Ğazâlî’nin tevekkül hakkındaki görüşleri, Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem’e vefatından sonra ta’zîmin vacib oluşu ve tevekkül hakkındaki diğer görüşler,
Ardından tevessülün zarûrîliği, Tevhîd ve tevekkül dairesinde tevessül, salih amellerle tevessül, Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem’in vefatından sonra zâtıyla veyahud kabr-i şerîfiyle tevessül, tevessülle ilgili hadislerin açıklaması ve tevessülle ilgili sahabe radıyallâhu Teâlâ anhum ve onlardan sonra gelen büyük meşâyıh rahimehumullâhu Teâlâ’nın kıssaları,
Ayrıca Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem’in kabr-i şerîfini ziyaret etme hakkında rivayet edilen hadislerin mevdû’ olduğu iddiasına cevab ve diğer tevessül meseleleri eserde işlenen konulardan bir kısmıdır.
Eserde meseleler “Ebrar” denilen ulemânın süzgecinden geçirilip de izah edildiği için Müellif, مِصْفَاة = “misfât = süzgeç” diye başlıklar altında birçok meseleleri izah etmiştir.
Eserin Arabcaya vâkıf olan kimseler tarafından ön yargıdan uzak bir şekilde okunup incelenmesiyle Ehli sünnet velCemaat itikadına dayalı olarak tevessül konusundaki büyük bir boşluğu doldurduğu görülecektir.
Nasıl birarada yaşayan toplum ferdlerinin dünya hayatının nizamını temin etmeleri, yer yüzünün nimetlerinden a’zamî istifade etmeleri, birbirlerini tanımalarına, sevmelerine, koruma ve kollamalarına, nimetten yoksun olanlarla nimet sahibleri arasında sevgi, şefkat, saygı alâkasının kuvvetine bağlı ise, öylece dînin nimetlerinden istifade etmek, manevî hayatın mükemmelleşmesi, Allah Teâlâ’ya vuslat yoluna giriş ve yükseliş de, Müslümanların birbirlerini tanımalarına, sevmelerine, Allah Teâlâ’ya yakınlık kazananlarla bu yolda avam konumunda olanların aralarındaki sevgi, şefkat saygı alâkasının kuvvetine bağlıdır. Ve sûfîlere göre tevessül işte budur.
Malumdur ki sadece ve sadece Allah Teâlâ’nın ikramıyla gerçekleşen dünya hayatımızın refahı için, ömrümüz boyunca defalarca takdire hiçbir tesiri olmayan kulların çeşit çeşit yardım ve aracılıklarını taleb ve kabul edip bunu Allah Teâlâ’ya şirk koşmak olarak nitelemezken, ebedî hayatın saadetini kazanmakta bu yardımlaşmayı ve naz ehlinin aracılığına müracaatı inkar etmek, apaçık bir anlayış körlüğüdür.
Eser, akl-ı selîm için zarûreti ve meşrû’luğu bu kadar bâriz olan tevessül konusunun, Tevhid ve tevekkül anlayışıyla oluşturduğu bütünlük ve kemâliyeti mükemmel bir biçimde işlemektedir
ISBN | : | 978-605-61367-5-7 |
Ebat | : | 16×24 |
Kağıt Cinsi | : | Şamua |
Ağırlık | : | 682gr |
Sayfa Sayısı | : | 512 |
Kategoriler: Arapça Eserler, Genel
مَصَافُ الْعُلَمَاءِ اْلاَتْقِيَاءِ اْلاَحْبَارِ اْلاَخْيَارِفى التَّوْحِيدِ وَالتَّوَكُّلِ وَالتَّوَسُّلِ بِاْلاَنْبِيَاءِ وَاْلاَوْلِيَاءِ اْلاَبْرَارِ
MESÂF-UL-ULEMÂ’İ-L-ETKİYÂ’….
Müellifin Arabca olarak yazdığı bu eser, “Mukaddime, Tevhîd, Tevekkül ve Tevessül” olmak üzere dört bölümden oluşmaktadır. Eserin mukaddimesinde, Müellif’e sorulan sorulara ve karşılaştığı vâkıalara yer verilmektedir.
Tevessül hakkında Müellif’e doğrudan yöneltilen sorulara, daha önemlisi anlayışı kısır olan ehli inadın tevessülün şirk olduğu iddialarına cevab olmak üzere telif edilen bu eserde, üç yüz kırk üç kaynak esere müracaatla ayet ve hadislerin ışığı altında ilimde büyük payeye sahib imam ve âlimlerin görüşleri delil getirilerek, Arab dilinin inceliklerinden istifadeyle Ehli Sünnet velCemaatin tevessüle bakışı izah edilmiştir.
Tevhîdin manası, Tevhîdin delillerinin sekiz kısım olması, İmâm-ı Ğazâlî’nin tevekkül hakkındaki görüşleri, Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem’e vefatından sonra ta’zîmin vacib oluşu ve tevekkül hakkındaki diğer görüşler,
Ardından tevessülün zarûrîliği, Tevhîd ve tevekkül dairesinde tevessül, salih amellerle tevessül, Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem’in vefatından sonra zâtıyla veyahud kabr-i şerîfiyle tevessül, tevessülle ilgili hadislerin açıklaması ve tevessülle ilgili sahabe radıyallâhu Teâlâ anhum ve onlardan sonra gelen büyük meşâyıh rahimehumullâhu Teâlâ’nın kıssaları,
Ayrıca Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem’in kabr-i şerîfini ziyaret etme hakkında rivayet edilen hadislerin mevdû’ olduğu iddiasına cevab ve diğer tevessül meseleleri eserde işlenen konulardan bir kısmıdır.
Eserde meseleler “Ebrar” denilen ulemânın süzgecinden geçirilip de izah edildiği için Müellif, مِصْفَاة = “misfât = süzgeç” diye başlıklar altında birçok meseleleri izah etmiştir.
Eserin Arabcaya vâkıf olan kimseler tarafından ön yargıdan uzak bir şekilde okunup incelenmesiyle Ehli sünnet velCemaat itikadına dayalı olarak tevessül konusundaki büyük bir boşluğu doldurduğu görülecektir.
Nasıl birarada yaşayan toplum ferdlerinin dünya hayatının nizamını temin etmeleri, yer yüzünün nimetlerinden a’zamî istifade etmeleri, birbirlerini tanımalarına, sevmelerine, koruma ve kollamalarına, nimetten yoksun olanlarla nimet sahibleri arasında sevgi, şefkat, saygı alâkasının kuvvetine bağlı ise, öylece dînin nimetlerinden istifade etmek, manevî hayatın mükemmelleşmesi, Allah Teâlâ’ya vuslat yoluna giriş ve yükseliş de, Müslümanların birbirlerini tanımalarına, sevmelerine, Allah Teâlâ’ya yakınlık kazananlarla bu yolda avam konumunda olanların aralarındaki sevgi, şefkat saygı alâkasının kuvvetine bağlıdır. Ve sûfîlere göre tevessül işte budur.
Malumdur ki sadece ve sadece Allah Teâlâ’nın ikramıyla gerçekleşen dünya hayatımızın refahı için, ömrümüz boyunca defalarca takdire hiçbir tesiri olmayan kulların çeşit çeşit yardım ve aracılıklarını taleb ve kabul edip bunu Allah Teâlâ’ya şirk koşmak olarak nitelemezken, ebedî hayatın saadetini kazanmakta bu yardımlaşmayı ve naz ehlinin aracılığına müracaatı inkar etmek, apaçık bir anlayış körlüğüdür.
Eser, akl-ı selîm için zarûreti ve meşrû’luğu bu kadar bâriz olan tevessül konusunun, Tevhid ve tevekkül anlayışıyla oluşturduğu bütünlük ve kemâliyeti mükemmel bir biçimde işlemektedir
ISBN | : | 978-605-61367-5-7 |
Ebat | : | 16×24 |
Kağıt Cinsi | : | Şamua |
Ağırlık | : | 682gr |
Sayfa Sayısı | : | 512 |
İlgili ürünler
-
EHLİ SÜNNETİN NAZARI İ’TİKÂDIN ÖLÇÜSÜDÜR (Termo kapak)
1.250,00₺Eser, İbrahim Hakkı Erzurûmî kuddise sırruhu’nun, Osmanlı Devleti’nde büyük bir önemle okullarda temel ders olarak okutulan yüz on beytlik itikad manzumesinin iki bin beş yüz i’tikâdî mesele ile şerhedildiği, alanındaki en kapsamlı ve ciddî çalışmalardandır.Eser, Ehli Sünnet velCemaat itikadına dair bilgileri, öncesinde özetle aktarır; ve sonrasında derinlik ve genişliğine, nihayetine kadar, aykırı ve yanlış görüşleri ayıklayarak, hiçbir meseleyi ihmal etmeksizin bir nakkaş inceliği ile işler ve en doğru tesbiti gücü nisbetinde okuyucusuna sunar.Eser, nazarî ilimlerin ışığında atomun yapısı, uzayda hayat, amip, hücre, evrim teorisi, mi’râc mucizesinin farklı boyutları gibi konuları da İslam dairesinde ilmî bir cihetten delil olarak izah eder.Ayrıca eserde, ruh çağırma, kader mevzuu, tasavvufun Hristiyanlıktan geçtiği iddiası ile ilgili görüşlerin reddi, mevlid okumanın dindeki yeri, uçan daireler, şefaat ve meded isteme meselesi, Mehdî aleyhisselâm’ın vasıfları, alâmetleri, kıyamet alâmetleri, Fırat Nehri meselesi, ğaybdan haber verme gibi yüzlerce mesele akıl ve ruhları tatmin edecek bir ilmî ve fikrî netlikte izah edilmiştir.Ehli Sünnet İtikadının öğrenilmesi ve doğru itikadın hakîkatine ulaşmak için itikadın tashih edilmesi maksadıyla, bu eseri her inanç sahibi mutlaka okumalı, okumakla kalmayıp içine sindirmeli, kendisinin ve ailesinin hayatını bu ölçülere göre düzenlemelidir. Hakperest olmayanın putperest olması kaçınılmazdır.Müellif diyor ki: “Ey genç! Rûhî bunalımdan doğan yahud şehvet ateşinden meydana gelen bütün vesvese ve itikadsızlığına bu kâfi bir ölçüdür.Eğer sen, tembellikten kurtulup her mevzuu on kere okursan, iç ve dış bütün sapık fikirlerden kurtulursun. Herhalde bize de Fâtiha ve dua yollarsın. Bilhusus imkan nisbetinde, samimî bir kalb ile okumaya devam ettiğin takdirde, iç sapık fikirlerden de kurtulursun. Aklına gelen bir çok hususları Biiznillah halletmişizdir. Hâzâ min fadli Rabbî.Eğer sen ehli rabıta olup, eseri samimiyetle okusan, itikad hususunda büyük bir payeye sahib olacağından şübhem yoktur. Zira bu kitabın içindeki yazılar tılsımdır.”Bu eserin son basımında hadîs-i şerîfler için kaynak eklenmiştir.
ISBN : Ebat: 16×24 Kağıt Cinsi: ŞamuaAğırlık: 1394 gr Sayfa Sayısı: 892 -
SOHBET VE TESETTÜRDE ÂDAB
50,00₺Fitnelerin, dine şaşı gözle bakanların ve İslamı fikrine uydurmaya çalışanların çoğaldığı zamanımızda özellikle eksikliğini hissettiğimiz iki önemli konuyu: sohbet ve tesettür adabını, ğayelerini, sınırlarını ve usullerini aktaran bu eser bir başvuru risâlesidir.İslam diyarlarında şeytan, ğayri Müslimlerin örf ve âdetlerini dışardan güzel göstermek ve İslâmî yaşantıdan iğrendirmek adına var gücü ile çalışmaktadır. Şeytan ve süflî haldeki arkadaşı nefsin silahı şehvet, riyâset, servet, enâniyet ve şöhret putlarıdır. Ruhun ise imana, İslâmî kardeşliğe, ibadete ve Hakk erenleri ile sohbete ihtiyacı vardır.Eser, hacmince, İslam kaynaklı sohbetleri, oturulup kalkılan meclislerin haklarını, selam alıp verme âdâbını, konuşma, kaynaşma ve dostluk şartlarını, taharet, tesettür vazifelerini, özelde de akrabalar arası ve aile içi ihtilatın ölçülerini, akıcı bir dille izah ve okuyucusunu ikna ile umum âdablardan haberdar eder. Ayrıca eserde, evlenmek isteyen gençlere öğütler ve İmâm-ı A’zam rahimehullâhu Teâlâ’nın oğlu Hammâd’a tavsiyeleri, büyük faide sağlayan bölümlerdir. Bu manada eser, Müslümanın şuurlu fiillerine ışık olur. Bu ışık ise, cemiyete huzur olarak yansır.Edeb her şeyin başıdır.Ey gönül, Allah’la beraber ol. Allah’la beraber olamazsan ey gönül, O’nunla beraber olanlarla ol.
-
İKİNCİ HUTBEDE OKUNAN AYET’İN ESRARI
150,00₺Ömer bin Abdülaziz zamanından bugüne kadar, cum’a namazlarında hatîbin ikinci hutbenin sonunda okuduğu En-Nahl Sûresi’nin doksanıncı ayetini bu kadar akıcı, etkileyici ve feyzlerle donanmış bir berraklıkta hiç okumadınız.Ne diyor bu ayet? Ne bildiriyor? Bu ayet aslında Kur’ân-ı Hakîm’den parlayan, insanın beynini hayrete sevkeden ve birçok ibretler gösteren bir ayet…Beden kafesinin hapsinden kurtuluş ve aslî vatan güzel yaylaya ulaşmak isteyen keklik yahud hürriyetine kavuşmuş esir misali bir ferahlık yaşamak isteyenler, bu eserin idrâkinde, son hutbede okunan ayetin esrarını çözmeye ğayret etmelidirler.Eser insana hakîkatini bildirir; aklına yöneltilen emrleri ve nefsine yasaklanan hususları aktarır. Kalb ve dimağdaki akılları irşad eder. Şuuru, adaleti, emr-i bilma’rûfu, nehy-i an-il-münkeri, kulun Allah Teâlâ’ya, kendi nefsine ve salihlere karşı ihsanını beyan eder. Muhasebenin keyfiyetini ve burhânı vuzuha kavuşturur.Eser, tılsımları çözen, hakîkatleri açığa çıkaran, kulu esaretin pençesinden kurtaran reçeteleri haizdir.Bu eser, canlıların tüm bedenini çalıştıran ve korkunç hükümlerini icra eden asabî damarların hislerini yakan bir yıldırım gibi, aklı nurlandıracak ve akla rehberlik yapacak İlâhî bir nûrun ifade bulmuş lisanıdır.Eser gözden geçirilerek yeniden basılmış ve ismi “İkinci Hutbenin Sonunda Okunan Ayetin Esrarı” olarak değiştirilmiştir.
ISBN : 978-605-5434-08-5 Ebat: 12×19 Kağıt Cinsi: ŞamuaAğırlık: 216 gr Sayfa Sayısı: 232