Genel

  • genel
  • SİZE SÖZÜM ÖZ İNCİ ARMAĞAN

      Müellif’in  mirasa, satışa mahal olmaksızın vakfettiği bu eser; Erzurumlu Şeyh İbrahim Hakkı kuddise sırruhu’nun, yüz on beytlik itikad manzûmesinin tercüme ve şerhidir.
                Eserde bu manzûmede geçen i’tikâdî meseleler, başlıklar halinde kısaca şerh ve izah edilmiş, özellikle i’tikâdî terimler ele alınarak açıklanmıştır.
                Her Mü’mine aynî olarak bilmesi ve inanması gerekli olan, sahabe-i güzin ve selef-i sâlihîn radıyallâhu Teâlâ anhum ecmaîn’in itikadını kapsayan bu manzûme, tercüme ve ifade ettiği manayı anlamaya yeterli bir izahla, deyim yerindeyse yenip yutulmak ve zihinde nakşedilmek için hazırlanmış bir paket halinde okuyucuya sunulmuştur.
                Allah Teâlâ’ya, meleklerine, kitablarına, peygamberlerine iman başta olmak üzere otuz üç farza varıncaya kadar daha birçok i’tikâdî mesele eksiksiz olarak eserde izah edilmektedir; kullarda cüz’î iradenin varlığı, haramın rızk olması, ecelin birliği, kaza ve kadere iman, kulun duasının kabulü, ashab-ı kirâma inancın keyfiyeti, nazar değmesinin hakîkati, tevbe, tecdîd-i imanın keyfiyeti, bunlardan birkaç tanesidir.
                Ayrıca eserde yer yer yine İbrahim Hakkı kuddise sırruhu’nun «Akîdet-ul-Îman» adlı risâlesinden soru cevab şeklinde alıntılar yapılmaktadır.
                Farz, vacib, haram, tahrîm-i mekruh, mübah, helal, sünnet, nafile, ayrıca farzdan önce farz, farzın içinde farz, farzdan sonra farz gibi terimler en mükemmel biçimde izah edilmektedir.
                Müellif eserin başında, mukaddimesinden önce, eseri vakfettiğini ve bazı isteklerini şu şekilde dile getirmektedir:
                “Miras olmamak ve parayla satılmamak üzere, üstadlarımın, babamın, anamın ruh-u şerîflerine bir sevab ulaşması ümidiyle vakfettim. Herhangi bir Müslüman yahud vakıf müessesesi basabilir, neşredebilir; vakıf nâmına olsa dahi parasız olmak şartıyla.”

    ISBN : 978-605-61367-1-9
    Ebat : 12×19
    Kağıt Cinsi : Şamua
    Ağırlık : 264gr
    Sayfa Sayısı : 293
    0,00
  • SOHBET VE TESETTÜRDE ÂDAB

         Fitnelerin, dine şaşı gözle bakanların ve İslamı fikrine uydurmaya çalışanların çoğaldığı zamanımızda özellikle eksikliğini hissettiğimiz iki önemli konuyu: sohbet ve tesettür adabını, ğayelerini, sınırlarını ve usullerini aktaran bu eser bir başvuru risâlesidir.
                İslam diyarlarında şeytan, ğayri Müslimlerin  örf ve âdetlerini dışardan güzel göstermek ve İslâmî yaşantıdan iğrendirmek adına var gücü ile çalışmaktadır. Şeytan ve süflî haldeki arkadaşı nefsin silahı şehvet, riyâset, servet, enâniyet ve şöhret putlarıdır. Ruhun ise imana, İslâmî kardeşliğe, ibadete ve Hakk erenleri ile sohbete ihtiyacı vardır.
                Eser, hacmince, İslam kaynaklı sohbetleri, oturulup kalkılan meclislerin haklarını, selam alıp verme âdâbını, konuşma, kaynaşma ve dostluk şartlarını, taharet, tesettür vazifelerini, özelde de akrabalar arası ve aile içi ihtilatın ölçülerini, akıcı bir dille izah  ve okuyucusunu ikna ile umum âdablardan haberdar eder. Ayrıca eserde, evlenmek isteyen gençlere öğütler ve İmâm-ı A’zam rahimehullâhu Teâlâ’nın oğlu Hammâd’a tavsiyeleri, büyük faide sağlayan bölümlerdir. Bu manada eser, Müslümanın şuurlu fiillerine ışık olur. Bu ışık ise, cemiyete huzur olarak yansır.
                Edeb her şeyin başıdır.
                Ey gönül, Allah’la beraber ol. Allah’la beraber olamazsan ey gönül, O’nunla beraber olanlarla ol.

    50,00
  • ŞÜBHEDEN HAKÎKATE

     Zamanımızda birçok yanlış mesaj, telkin ve talimlerden dolayı evladlarımızın kalb ve dimağlarına Ehli Sünnet vel Cemaatin usulüne uymayan inançlar yerleşmiştir.            Gençlerimizin kimisi felsefî, kimisi cahil sûfî, kimisi münkir, kimisi de Şiî meşreblerine girmektedir. Bundan dolayı her biri bir çıkmaz sokağa yahud nifak kuyusuna düşmektedir.
                Particilik zehiriyle dimağları, ayet ve hadîsi, doğrusu dîni anlamaktan uzaklaşıyor. Vakitsiz öten horozların telkinlerinden dolayı zavallı gençler araştırmaktan dahi âciz kalıyorlar. Okudukları pek çok kitablar, ruhlarına birçok huzursuzluk verip, bıkkınlık, usanç, cehalet ve sâir hastalıklara yakalanmalarına sebeb olmaktadır.
                Eser, bütün bu meselelere, neşterini şifa için kullanan cerrah ustalığı ve titizliğiyle yaklaşmış; saf, tertemiz Ehli Sünnet velCemaat itikadını, Fatih Sultan Muhammed Han’ın ilim hocalarından İstanbul’un ilk kadısı Hızır Bey Çelebi’nin telif ettiği Kaside-i Nuniye’yi esas alarak berrak bir şekilde izah etmiştir. İşte bu eser temel olarak Ehli Sünnet velCemaat itikadının aktarıldığı, zihinlerdeki soruları tatminkâr şekilde cevablayan, samimiyetle okuyanı irşad eden ve özellikle gençlerin akıllarını bozmaya çalışan şer güçlerin tuzak sorularını bertaraf eden üstün bir eserdir.
                Şübhe putlarını kırıp, hakîkat tahtına ulaşmak için muhakkak okunması gereken, her satırı ilim ve irfanla donanmış bu esere vâkıf oldukça, Ehli Sünnet itikadına hayran olacak; ve kesin bilgi ile itikadımızı hayata geçirdikçe de saadete erenlerden olacağız İnşâallâhu Teâlâ.

    ISBN :
    Ebat : 12×19
    Kağıt Cinsi : Şamua
    Ağırlık : 300gr
    Sayfa Sayısı : 328
    150,00
  • ŞUUR

    Akıl kalbde nûrânî bir şuurdur. Hak ile bâtıl arasını ayırt eder. Şuur, gerçek ilham kalbe geldikten sonraki sezgi ve duygudur; Allah Teâlâ’nın ahkâmını icra eder. İşte adalet…
                Gerçek inanç, içtenlik ve samimiyet şartıyla kulun Rabb’ine dâimî alâkadarlığını bildiren bu eser, şuurlu Müslümanın gündelik hayatında uygulaması gereken aktif programı beyan etmiştir. Yataktan kalkıp, tekrar yatağa dönünceye kadar bizi bekleyen vazifelerden bizi haberdar eden eser, düzenli ve verimli bir ömür için elzem olan iç dünyanın huzuru ve saadetine özel bir önem vermiş ve reçeteleri beyan etmiştir.
                Eserde büyük birçok meşâyıhın günlük virdi olan, koruyuculuğu ve tesiri hakkında sahih rivayetler bulunan “Hizb-i A’zam Duası”nın yanısıra, istihâre duası, hastalık ve felaketlerde okunacak dua, cenaze ve kabir ziyaretinde okunacak dualar, sahih hadislerden derlenerek aktarılmıştır.
                Yanısıra okuyucunun okuduğunun manasını mülâhaza etemesi için, Besmele ve Fatiha-ı Şerîf’in meal ve kısa tefsiri ve bunlara bağlı bazı mühim meseleler, El-Bakara Sûresi’nin ilk beş ve son üç ayetleri ve Ayet-ül-Kürsî gibi namaz tesbihatında okunan ayet-i kerîmelerin bir kısmının meal ve izahları da yazılmıştır. Muhtevasındaki her kelimenin faideye sebeb olduğu nâdide eserlerden olan bu kitab, bir solukta okunup, satır satır bir ömür tatbik edilebilecek ölçüler ve dualarla donatılmıştır.

    ISBN :  978-605-5434-04-5
    Ebat : 12×19
    Kağıt Cinsi : Şamua
    Ağırlık : 215 gr
    Sayfa Sayısı : 147
    150,00
  • TA’LÎM-İ ASFİYÂ

     Müellif’in «Hikmet-ul-Enbiyâ’ bi Ta’lîm-il-Asfiyâ’» adıyla Arabca olarak yazmış olduğu, sonra Türkçeye tercüme ettiği bu eser, enbiyâ’nın hikmetli öğütlerinde sûfîlerin yollarını beyan için hazırlanan kıymetli bir kitabdır.
             Birçok ayetler, sahih, hasen hadisler ve Ehli Sünnet VelCemaatten ilimde büyük payeye ulaşan imamların bu husustaki sözleri eserde toplanmıştır.
             Sûfîlerin yolu, ashâbın yoludur. Bu yoldan ğâfil kalan, dünyevî ve uhrevî saadetlerden de ğâfil kalır demektir.
                Şirkin ateşi ne kadar yakıcı ise de, Tevhîdin nuru, muvahhidlerin günah ve kötülüklerini daha ziyadesiyle yakıcıdır. Dâlaletten kurtuluş, ancak Tevhîde yol bulmakla, bütün övgülere layık Allah Teâlâ’ya ibadet etmekte ihlasladır.
                Eser, insanın ebedî saadeti için Rabb Teâlâ’nın ma’rifetine ulaşabilmesi yollarını beyan eder. Hikmeti ve usûlünü tarif ile insanın muazzam sırrını ifşâ eder.
             Rasûl-u Muhterem sallallâhu aleyhi ve sellem’in beşer cinsinden beşere benzemez, beşer üstü büyük bir nimet olmaklığını ve ondaki yüksek meziyetleri vurguladıktan  sonra Allah için terk ve sevgide Asfiyâ’nın = Sûfilerin yolunun Üslûblarını izah eder.
            Eser, تَخْلِيَة “tahliye” ve تَحْلِية “tehliye”yi, helal ve haram lokmanın etkilerini ve sünnete uymanın kalbi nurlandırmasını, bey’atlerin hükümlerini izah eder, talim ile ilgili hükümlerden haber verir, halka halinde cehrî zikrin meşrûiyetini açıklar ve اَللّٰهُ “Allah” zikrinin ehemmiyetini öne çıkarır.

    ISBN : 978-605-5434-08-5
    Ebat : 16×24
    Kağıt Cinsi : Şamua
    Ağırlık : 664gr
    Sayfa Sayısı : 341
    400,00
  • TAHKİM-İ SÂDÂT ŞERH-İ MİŞKAT

    Eser, Hatîb-i Tibrizî’nin Mişkât-ul-Mesâbîh isimli hadis kitabının emsalsiz bir şerhidir.
                Bizim zamanımızda birçok fitne kapısı açılmıştır; sırât-I müstakîm üzerinde olan zevat azalmıştır. Fitnelerden biri de, köşe başında oturan cambazların, sadece ayet meallerini okuyarak şerefli milletimizin, özellikle yavrularımızın dimağlarını şaşırtmalarıdır. Bunun yegâne sebebi, Arabî nazımla Kur’an ve hadîse bağlı ilim erbâbının azalmasıdır.
                Özellikle hadisleri devreden çıkarmak isteyenler, Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem’i sözde susturup, her manaya gelebilecek meali fikrine delil edinip, sözünü din diye satışa çıkarmayı ğaye edinen, insanları benlik ve şahsiyetlerine davet eden zavallılardır.
                İşte bu eser, başka hiçbir çabaya gerek olmaksızın tek başına bütün bu hilelerin ve menfî maksadların önünü kesmeye kâfidir.
                Eserin birinci cildinde özellikle hadis ilmi ile ilgili aktarılan bilgiler takdire şayan olup, bütün açıklığı ile Müellif, ilmini inci tanesi gibi ortaya koyarak, bir mişkat gibi okuyanını ışıldatıyor ve alıcı zihin sahiblerini hadis ilminde üstün bir mevkiye getirici nâdide bilgileri aktarıyor.
                Özellikle bidâyette ilm-i usûl-i hadis talebelerine ve hatta nihayette muallimlerin de müstağnî olmayacağı şekilde, hepsinin tedrisat ve talimlerinde mihenk olacak bir düzenle tanzim edilen eserde, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe’ye yöneltilen hadisle ilgili itirazlara verilen cevablar ve onun hadisteki derya ilmi ile ilgili nakiller, hadîs-i şerîflerin tedvîni ile ilgili mevzû’lar, Kütüb-i Sitte sahiblerinin hayatlarına ve ilimlerine dair konular, hadis ıstılahları ve mevzuların işleniş tarzı, bu eserin ilgili herkes tarafından büyük bir önemle takibini gerektiren keyfiyetlerdir.
                Eser aslında üç ayrı kitabın bir arada olduğu, alanındaki nâdir teliflerden birisidir. Bir yandan Mişkât-ul-Mesâbîh, sade ve sahih bir tercüme ile aktarılırken, bir yandan da ilm-i usûl-i hadis’in bütün incelikleri ile şerhediliyor. Öte yandan aynı kap içerisinde hadislerin tahricleri, örneği hiçbir hadis kitabında görülmeyecek sağlamlıkta ve üslubda nâdide bir usulle bildiriliyor. Râvîlerin hayatlarına dair bilgiler, şerhedilen hadîsin bahsine giren hükümler, ölçüler, hikmetler ve mev’ızeler müstakil bir eser olarak hazırlanması mümkün bir halde okuyucusunun istifadesine sunuluyor.
                Müellif, ilim hazinesini cömerdce okuyucusunun faidesine açmış ve derin bakışıyla asrımızın muhakkiklerinin önüne hadis ilmi ile ilgili fevkalade gerekli ve mükemmel bir mihenk ortaya koymuştur.
                Hâzâ min fadli Rabbî
                Müellif’in, Mişkât-ul-Mesâbîh hadislerinin şerhini tamamlaması, bu eserle tanışanların dileğiydi muhakkak.
                Bu şerhin tamamlanması ve arzu ettiği diğer çalışmaları gerçekleştirmesi için Üstazımız’a sağlık ve hayrlarla dolu uzun ömür, çalışma feyzini paylaşmak istediği kardeşlerimize de ğayret, ihlas ve muhabbet de diliyorduk.
                Ne var ki Üstazımız’ın ömrü buna kifâyet etmedi. Allah Teâlâ minnet ve keremiyle onun tertemiz sırlarını yüceltsin, cesedine ve cesedinin yatağı olan toprağına rahmet ve rızalarını bolca akıtsın, cennetlerinin ortasında iskanlandırsın, ilminden bizi faidelendirsin, ilminin bereketlerini üzerimize akıtsın. Âmîn.
    ISBN : 978-605-5434-08-5
    Ebat : 10×16
    Kağıt Cinsi : Şamua
    Ağırlık : 80gr
    Sayfa Sayısı : 114
  • TASAVVUF

    Bu eser, eskiden beri sorulan: “Tasavvuf var mıdır, yok mudur, nedir?” sorularına doyurucu cevablar vermektedir:
                Eserde: Tasavvuf’un, Tevhîdle, Tevhîdin de İhlas, Tenzîh, Tecrîd ve Tefrid’le gerçekleşeceği;
                Tasavvuf’un esasları; Tevbe, Teslim, Takva, Tevekkül, Sohbet, Sıdk, Sabır, Safâ, Vüdd, Vird, Vefa, Fütüvvet ve Fakr;
                Tekarrub’un keyfiyetleri;
                Gizli ve cehri tarikatlara göre virdin keyfiyetleri anlatılmaktadır.
                “Kul ile Allah Teâlâ arasına hiçbir kimse giremez.” sözü, peygamberleri inkar eden Berâhime ve Veseniyye fırkalarının ortaya koydukları bir sözdür.            Peygamberimiz aleyhisselâtu vesselâm’a inanmayan; inansa da gereğince amel etmeyen; amel etse de sevgi, samimiyet, sıdk ve sadâkatle özü sözü bir olmayan hiçbir insanın tasavvufu isbat yahud red için söz açmaya hakkı yoktur.
                Tasavvuf: Peygamberimiz’in ve  ashâb-ı kirâmın tarifleriyle İslâmı hem nazarî, hem tatbîkî olarak bilen kimselerden Dînin öğrenilip tatbik edilmesi, Allah Teâlâ’nın zikredilmesiyle hayalden mahlukun silinmesidir; sözle değil, özle fiilen İslâmı yaşamaktır.
    ISBN :
    Ebat : 12×19
    Kağıt Cinsi : Şamua
    Ağırlık : 192gr
    Sayfa Sayısı : 206
    150,00
  • TASAVVUF VE TEVHİD’DE PARLAK İNCİLER

    Müellif’in «ed-Dürr-ün-Nadîd fit’Tasavvufi vet’Tevhîd» adıyla Arabca olarak yazmış olduğu, sonra Türkçe’ye tercüme ettiği bu eser, zamanımızda sünnete = Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem’in getirmiş olduğu dîne ittibâ’ etmekten gevşeklik yapan, sahih yol sanarak ibadetleri uyduran, Üstün ve Seçkin’in berrak ve tertemiz sünnetini unutan, tasavvufla ortaya çıkan sûfîlerin ve tasavvufu inkar eden birçok ulemânın ve binnetice onlar gibi bid’ate sımsıkı sarılmış sahte ve hasta, hevâlarına uymuş birtakım ulemânın verdiği zararlardan okuyucusunu kurtarmak, ona bir mizan olması, İslam ve Müslümanlara hizmet olunması ğayesini taşımaktadır. Asrımızda bizim için sonsuz bir bereket ve şükran kaynağıdır.
           Tasavvuf, bir de Allah Teâlâ’nın ma’rifet ve Tevhîdi yani Tevhîd-i ilmî, Tevhid-i amelî yahud Rubûbiyet Tevhîdini gerektiren Ulûhiyet Tevhîdi hakkında te’lif edilmiş numûne bir eserdir.
    Bu eserde sûfîlerin i’tikâdî ve ahlâkî sözleri de bilhassa nakledilmiştir.
         Eser, tasavvuf ve sûfî kelimelerinin sözlük ve ıstılah manalarını verdikten sonra “ilm-i tasavvuf”un had ve tarifini, esas menşeini, nisbetini, isimlendirilmesini, konusunu, hükmünü sekiz cihetle beyan etmektedir.
           Sûfîlerin büyüklerinin Allah Teâlâ’ya teslim olmak hususundaki sözlerini, “tevbe, takva, huşu’ ve tevâzu’, telvîn ve temkîn, tefekkür, tevekkül, rıza” hakkındaki sözlerini eserde ğayet sarih ve tafsilatlı olarak  bulabileceksiniz.
             Hırka giydirilmesinin aslı, zikrin mertebeleri ve çeşitleri, merâtib-i İlâhiyye, insan-ı kâmilin mertebeleri, Ehad, Vâhid ve Vahdâniyet’in manaları, felsefecilerin bu husustaki sözleri ve sûfilerin onların sözlerine reddiyeleri, ulemânın Tevhîdde ittifak, lakin maksada ulaşma yollarındaki ihtilafları, Tevhîdin mertebeleri, ehli tahkîkin nezdinde zikir, üns, vecd ve vücud mefhumları, el-Cem’u velFark Makamı, el-Vahdet-ul-Mutlaka, Vahdet-ul-Vücud ve Vahdet-uş-Şuhud mevzuları kemâliyle ifade edilmiş olup, her yeni başlayana yol gösterici, her nihayet davalısına da arkadaş bir eserdir.
    ISBN :
    Ebat : 16×24
    Kağıt Cinsi : Şamua
    Ağırlık : 790gr
    Sayfa Sayısı : 432
    400,00
  • TEBLİĞ

    İyi Müslüman, kafir ve fâsıkları İslama imrendirir; iğrendirmez.

             Baştan sona ele alınıp yeniden düzenlen bu eser, tebliğ ve nasihat hakkında genel bilgileri verdikten sonra nasihat ve tebliğin tafsilli izahını yapar ve özellikle Rasûl-u Muhterem sallallâhu aleyhi ve sellem’in üstün emr ve tavsiyelerini bildirir; tebliğ edicinin uyması gerekli şartları aktarır. Bu manada eser her tebliğcinin el kitabıdır.

             Özellikle eserde Peygamber yolu ve felsefe yolu şematik halde apaçık belirtilmiş, tebliğcinin Peygamber yoluna davet gibi mühim bir vazifeyi nerede, nasıl, ne zaman, ne şekilde yapması gerektiği ğayet sarih bir sûrette ortaya konmuştur.

             Eserde tebliğin kuru bir mücadele olmadığı, bilakis tebliğcinin, benliğini aradan kaldırarak halkı Allah ve O’nun Rasûlü’nün benliğine, Allah için hak ve hakîkate davet edici olduğu noktasına öncelik verilir. Eserde bu hususlarla ilgili çok önemli metotlar açıklanmıştır. Müellif der ki: “Ey ehli ilim ve ehli kemal, ey genç kardeşlerim!.. Tenkidleri bırakın, tahrîre başlayın. Tahrir demek, meselelerin hayr ve şer taraflarını ortaya koymak, hayr yollarına teşfik, şer yollarını kapatmak demektir. Tenkidse şahısları minareye yükseltmek, yere vurmak… Diyebiliriz ki fâsıka karşı değil, fıska karşı cihad etmek gerekir.”

             Eserde, insanı ğayesine varmaktan alıkoyan her türlü yol kesici şaşkına karşı donanımlı, kararlı, ileri görüşlü tebliğci sûreti çizilmiş olup, bu yönüyle eser, tebliğ vazifesini yüklenen herkese bir ana rehberdir.


    ISBN :
    Ebat : 12×19
    Kağıt Cinsi : Şamua
    Ağırlık : 296gr
    Sayfa Sayısı : 326
    150,00
  • TEK ÇARE

    Eser, Tevhid, vahdet ile iman kardeşliğini, Müslümanın ferd, cemaat ve cemiyet kardeşliği dahilinde vazifelerini, hayatımızı çepeçevre saran rûhî ve sosyal bunalımlardan kurtuluş çarelerini, İslamı yaşantı olarak gündelik hayata hâkim kılma metotlarını ve sosyal hayatın meselelerinde İslamın çözüm yollarını ve tavsiyelerini beyan eder. Bu manada eser, ismi ile müsemma reçeteler manzumesine hâizdir.
              Bu din ve millet uğruna, canlarını veren ceddimiz, bizim bugünkü halimizi görseler şöyle sesleneceklerdi:
         “Bizler kendimizi ve milletimizi cahiliyyenin karanlık vahşetinden kurtardık, size bu din ve namusumuzu emanet ettik. Maalesef görünen o ki, siz tekrar cahiliyyeye dönmek istiyorsunuz. Bizden miras kalan İslam kardeşliğinin hukukunu ihlal ediyorsunuz. Öyle ise siz ne için bizim şerefimizle övünüyorsunuz?”
                Müellif diyor ki: “Biz bu sesi duymuş gibiyiz. Bu mesuliyeti hissederek, acz ve kusurumuzu itiraf ederiz. Bu mesuliyetten kurtulmak için, ana hatları ile iman kardeşliği konusunu ele alıyoruz. Umulur ki, okuyan bir genç kardeşimiz bu eserin aynasından kendini görür ve tanır.”
                Bu eser sırlarla dolu bir hazinedir.
                Tek Çare, ruh ve nefsin, İslam fırınında Tevhid, vahdet ve iman kardeşliği cevherleri ile pişmesidir.
                Eser, tamamen ayet-i kerîme ve hadîs-i şerîfler ışığında, ulemânın ferâsetli, sağlam görüşlerini, güven ve huzur dolu yarınlar için istifadeye sunmuştur.

    ISBN :
    Ebat : 16×24
    Kağıt Cinsi : Şamua
    Ağırlık : 1138gr
    Sayfa Sayısı : 709
    500,00
  • TEK ÇARE (Termo kapak)

    Eser, Tevhid, vahdet ile iman kardeşliğini, Müslümanın ferd, cemaat ve cemiyet kardeşliği dahilinde vazifelerini, hayatımızı çepeçevre saran rûhî ve sosyal bunalımlardan kurtuluş çarelerini, İslamı yaşantı olarak gündelik hayata hâkim kılma metotlarını ve sosyal hayatın meselelerinde İslamın çözüm yollarını ve tavsiyelerini beyan eder. Bu manada eser, ismi ile müsemma reçeteler manzumesine hâizdir.
              Bu din ve millet uğruna, canlarını veren ceddimiz, bizim bugünkü halimizi görseler şöyle sesleneceklerdi:
         “Bizler kendimizi ve milletimizi cahiliyyenin karanlık vahşetinden kurtardık, size bu din ve namusumuzu emanet ettik. Maalesef görünen o ki, siz tekrar cahiliyyeye dönmek istiyorsunuz. Bizden miras kalan İslam kardeşliğinin hukukunu ihlal ediyorsunuz. Öyle ise siz ne için bizim şerefimizle övünüyorsunuz?”
                Müellif diyor ki: “Biz bu sesi duymuş gibiyiz. Bu mesuliyeti hissederek, acz ve kusurumuzu itiraf ederiz. Bu mesuliyetten kurtulmak için, ana hatları ile iman kardeşliği konusunu ele alıyoruz. Umulur ki, okuyan bir genç kardeşimiz bu eserin aynasından kendini görür ve tanır.”
                Bu eser sırlarla dolu bir hazinedir.
                Tek Çare, ruh ve nefsin, İslam fırınında Tevhid, vahdet ve iman kardeşliği cevherleri ile pişmesidir.
                Eser, tamamen ayet-i kerîme ve hadîs-i şerîfler ışığında, ulemânın ferâsetli, sağlam görüşlerini, güven ve huzur dolu yarınlar için istifadeye sunmuştur.

    ISBN :
    Ebat : 16×24
    Kağıt Cinsi : Şamua
    Ağırlık : 1138gr
    Sayfa Sayısı : 709
    900,00
  • TERBİYE-İ NEFS

    Madde âleminden Arş’ın çok fevkindeki emr âlemine kadar büyük bir sefer ve yol var. Bu yol zorlu, engebeli ve hainler tarafından sarılmış bir yoldur. Her dönemeçte azgın düşman, yol kesicilik için fırsat gözlemektedir.
                Eser, bu yolun en emin şekilde nasıl katedilebileceğini ilmî ve nazarî lisanla izah eder. Emmâre, levvâme, mülheme, mutmainne, râdıye ve merdıyye nefs mefhumlarını tafsiliyle açıkladıktan sonra sadece izahla kalmaz, menfî olarak bu yolun tuzaklarını, avcılarını, zorluklarını ifşa eder ve müsbet olarak da yoldaki sığınma noktalarını, arkadaşlıkları bildirir ve yolcusunu hedefe emin bir sûrette ulaştırmak için ustalıkla a’zamî tedbirleri aldırtır.
                Bu yönüyle Müellif, en basit ruh sıkıntılarını da ihmal etmeksizin, insanın ömrü boyunca tâbi’ tutulduğu imtihanda başarılı olabilmesi için ona hakîkî dost olur, okuyucusunun korunmasız, narin ve güçsüz ruhuna kol kanat gerer ve dostluğunu kabul eden her samimî Müslümanın yükünü, kardeşlik bağına ihtimam şartıyla paylaşmayı kabul eder. Ancak bu, sır davalardandır.
                Eser elde edilmeli, samimiyetle okunmalı, iç benliğe sindirilmeli, mehabbet ve teslimiyetle reçeteleri tatbik edilmeli ve yürüyen merdivende huzurla yol alınmalıdır.            Boğaz köprüsü varken boğazın derin sularına kendini bırakıp, karşı kıyıya yüzerek geçmek isteyenler, ya boğulurlar ya da bütün güçleri tükenmiş halde karşı kıyıya ulaşır ve ötelere yol almakta başarısız olurlar. Bu aşırı hırs ve varlık gösterme arzusu, nefsin tuğyanının ve benliğinin ürünüdür. Halbuki akıl sahibi her insan, boğaz köprüsünü tercih eder, yorulmadan karşı kıyıya ulaşır ve öteleri de artık gücüne ve kabiliyetine göre adımlar.
                Bu manada eser, nefsin terbiye ve tezkiyesinde usulleri bildirirken, teslim ruhla okuyan okuyucusunun en yakın sırdaşı ve dostu olmaya talib muhteşem bir özelliğe sahibdir.

    ISBN :
    Ebat : 12×19
    Kağıt Cinsi : Şamua
    Ağırlık : 254gr
    Sayfa Sayısı : 273
    200,00
1 2 3 4 5 6